SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

ZİKİR DUA TEVBE VE İSTİĞFAR BAHSİ

<< 2679 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

8 - (2679) حدثنا يحيى بن أيوب وقتيبة وابن حجر. قالوا: حدثنا إسماعيل (يعنون ابن جعفر) عن العلاء، عن أبيه، عن أبي هريرة؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال "إذا دعا أحدكم فلا يقل: اللهم! اغفر لي إن شئت. ولكن ليعزم المسألة. وليعظم الرغبة. فإن الله لا يتعاظمه شيء أعطاه".

 

{8}

Bize Yahya b. Eyyûb ile Kuteybe ve İbni Hucr rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İsmail (yâni İbni Ca'fer) Alâ'dan, o da babasından, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet ettiki: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Biriniz dua ettiği vakit: Allahım, dilersen beni affet! demesin. Lâkin isteği kesinleştirsin ve rağbeti büyültsün. Çünkü Allah'a verdiği bir şey büyük gelmez.» buyurdular.

 

 

9 - (2679) حدثنا إسحاق بن موسى الأنصاري. حدثنا أنس بن عياض. حدثنا الحارث (وهو ابن عبدالرحمن بن أبي ذباب) عن عطاء بن ميناء، عن أبي هريرة، قال: قال النبي صلى الله عليه وسلم "لا يقولن أحدكم: اللهم! اغفر لي إن شئت. اللهم! ارحمني إن شئت. ليعزم في الدعاء. فإن الله صانع ما شاء، لا مكره له".

 

{9}

Bize İshâk b. Musa El-Ensârî rivayet etti. (Dedikî): Bize Enes b. İyaz rivayet etti. (Dedikî): Bize Haris (bu zat İbni Abdirrahman b. Ebî Zübab'dır), Atâ' b. Mînâ'dan, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Biriniz kat'iyyen: Allahım, dilersen beni affet! Allahım, dilersen bana rahmet et! demesin. Duada kesinlik göstersin. Çünkü Allah dilediğini yapandır. Onu zorlayacak yoktur.»

 

 

İzah:

Bu hadîsi Buhârî ile Tirmizî «Kitâhu'd-Deavât'da; Nesâî «El-Yevm ve'l-Leyle»'de tahric etmişlerdir.

 

Duada azimden murad kesinlik ve cezimle istemek, Allah'ın dilemesine ta'lik etmemektir. Bazıları azmin icabet hususunda Allah'a Hüsn-ü zanda bulunmak olduğunu söylemişlerdir.

 

Yâ Rabbi, dilersen bana şunu ver, gibi muallak duanın mekruh olmasının sebebi dilersen tâbiri mecbur edilmesi mümkün olan kimseler hakkında kullanıldığmdandır. Allah Teâlâ bundan münezzehtir. Vermek veya vermemek hususunda onu kimse icbar edemez. Hadîs'in sonunda onu zorlayacak yoktur, buyurulmasının mânâsı da budur.